Türkiye’nin Suriye politikası ve bölgesel hedefleri, son dönemde uluslararası kamuoyunun en çok konuştuğu konular arasında yer alıyor. Bu kapsamda, Iğdır Üniversitesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Yasin Ercilsin’in yaptığı analizler, gündemi şekillendiren önemli detayları gözler önüne seriyor. İşte Dr. Öğr. Üyesi Yasin Ercilsin’in tespit ettiği kritik noktalar:

Türkiye’nin Bölgedeki Hedefleri
Dr. Öğr. Üyesi Yasin Ercilsin, Türkiye’nin Suriye’de izlediği stratejiyi dört temel başlıkta özetliyor:

  1. YPG’nin Silahsızlandırılması ve Suriye Ordusu’na Entegrasyonu: Türkiye, YPG’nin silah bırakmasını ve Suriye ordusuna dahil olmasını bir öncelik olarak görüyor. Bu adım, hem sınır güvenliği açısından hem de bölgedeki istikrarın sağlanması için kritik bir hamle olarak değerlendiriliyor.
  2. Silahsızlandırılmış Güvenli Bölge: Türkiye-Suriye sınır hattında silahsızlandırılmış bir bölgenin inşa edilmesi, bölgede kalıcı bir barışın temel taşlarından biri olarak öne çıkıyor.
  3. PKK’nın Silahsızlandırılması ve Yurt Dışına Çıkışı: PKK’nın tamamen silah bırakması ve istediği ülkeye gitmesine olanak tanınması, Türkiye’nin bu süreçteki en önemli taleplerinden biri.
  4. Doğu Akdeniz’de Deniz Yetki Alanları İşbirliği: Türkiye, Suriye ve Lübnan ile deniz yetki alanları konusunda iş birliği yapmayı hedefliyor. Bu adımın enerji kaynaklarının paylaşımı ve Doğu Akdeniz politikalarında etkili bir rol oynayacağı ifade ediliyor.

AB ile Finansal İşbirliği ve İnşaat Sektörü
AB’den alınan finansal destek ile Suriye’nin yeniden inşası planlanırken, Türk inşaat şirketlerinin bu süreçte aktif rol alması hedefleniyor. Petrol kaynaklarının Türkiye tarafından kullanımı ve Katar gazının Avrupa’ya ulaştırılması da bu iş birliğinin ekonomik boyutunu oluşturuyor.

Dezavantajlar ve Riskler
Dr. Öğr. Üyesi Yasin Ercilsin, sürecin önündeki en büyük risklerden birinin ABD’nin YPG’yi resmi bir statüyle tanıması olduğunu belirtiyor. Özellikle, Trump’ın başkanlık döneminde bu yönde atılacak bir adımın Türkiye için bölgesel süreci kontrol altına alma iddiasını zora sokabileceğini vurguluyor. Ayrıca, Türkiye’nin ekonomik ve askeri harcamaları konusunda daha dikkatli olması gerektiğinin altını çiziyor.

Diplomatik Görüşmeler ve Gelişmeler
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Şam’da yaptığı görüşmeler ve HTŞ lideri Ahmed el-Şaraa ile bir araya gelmesi, Türkiye’nin Suriye ile olan ilişkilerinde yeni bir dönemin kapısını aralayabileceği şeklinde yorumlanıyor. Bu görüşme, bölgede kalıcı barış için atılan diplomatik adımların önemli bir parçası olarak değerlendiriliyor.